DOYURULAMAYAN AÇLIK DUYGUSU

DOYURULAMAYAN AÇLIK DUYGUSU

Hep şikayet ediyoruz hiç bir şeyimiz yok diye. Hep bir şeylerin eksikliğini hissediyoruz, bu eksiklik duygusu bizi sürekli arayışlara sürüklüyor. Nedir bu yokluk, eksiklik hissi ve açlık duygusu?

Neye göre, kime göre bir şeyimiz yok. Yoksa var da biz mi görmüyoruz? Yokluk kriteri nedir? Neye açız, niye doymuyoruz? Ekonomide açlık sınırı varken, psikolojik açlık sınırı neden yok? Paraya açız, mala mülke açız, güzelliğe açız, makam ve mevkiye açız. Bizde olmayan her şeye açız. Doymak mümkün mü? Biz elde ettikçe, eksikliğini hissettiğimiz şeyler daha da artıyor. Bizden fazlası bulunanlar her zaman var ve de var olacak. Yani hep bir şeylerimiz birilerinden eksik olacak, yani hiçbir zaman doymayacağız. Hep açlık, hep açlık… Bunun bir sonu yok. Açlık duygusu her anlamda ve her alanda tehlikelidir. Aç olan saldırgan olur. Kural tanımaz, ahlak tanımaz, insani değerler tanımaz. Tek amaç vardır. Açlığını gidermek. Açlık sadece geçici olarak giderilir, kalıcı olan arayış ve yeni şeyler tatma arzusuzdur. Karnı doyup gözü doymayanların düşüncesizce yemeleri sonucunda ne olur hazımsızlık. Hazımsızlık huzursuzluğa yol açar. Huzursuzluk riskli davranışlara yol açar. Birey böyle bir kısır döngünün içine girdi mi, içinden kurtulması pek de mümkün değildir.

Hep huzursuzluk, hep huzursuzluk… Doymak için sürekli çaba, sürekli çaba ama yine de açlık yine de açlık… Pekiyi de açlık duygusunu doyurmak kötü bir şey mi? Doygunluğa ulaşmak tatmin olmak önemlidir. Niceliğin bir önemi yok karın doymasından daha önemlidir gözün doyması…

Aslında doymak için çok şeye ihtiyacımız yok. İnsan çok az şeylerle doyabilen bir yapıdadır. Sorun düşüncelerimizde… Çevremizi algılamak için baktığımız yerde. Bizden fazlası olanlara baktığımızda eksiklik, açlık, bizden azı olanlara baktığımızda varlık hissi. Kendimizi objektif olarak değerlendirdiğimizde, sahip olduğumuz ne kadar çok şeyimiz olduğunu görmemiz mümkündür. Sağlığımız yerinde ise, kimseye muhtaç olmadan geçimimizi sağlıyorsak, başımızı sokabileceğimiz, sıcaklığını hissedeceğimiz bir yuvamız varsa, çok şeyimiz var demektir aslında. Baktığınız yer gerçekleri ne kadar değiştiriyor değil mi? Biraz önce bir şeyiniz yoktu. Şimdi çok zenginsiniz. Çok rahatsınız. Çok daha huzurlusunuz. Açlık içinde değilsiniz. Toksunuz ve mutlusunuz.

Manevi açlığımızı maddi şeylerle doldurmaya çalışmak açlık duygusunu derinleştiren süreçlere yol açar. Bu süreçlere girmeden, mutlu ve doyumlu güzel günler dileğiyle…

Psikiyatrist Necati ÇOBANOĞLU

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir