DEPRESYON TEDAVİ EDİLEBİLİR BİR HASTALIKTIR
” Moralim bozuk, canım bir şey yapmak istemiyor, keyifsizim, hayatımdan bıktım, her şey üst üste geliyor, hiçbir şey yolunda gitmiyor, ümidim kalmadı, geleceğe yönelik hiçbir beklentim yok, her şey üzerime üzerime geliyor, hiçbir şeyden zevk almıyorum, hayat çok boş, hiç bir şey yapmaya isteğim yok, elimi kaldıracak takatim bile yok, uyuyamıyorum, yemek yiyemiyorum, yediklerimden tat almıyorum, insanlara yük oluyorum, çevreme hiç faydam yok, insanlar beni sevmiyor, yaptıklarımın cezasını çekiyorum, aldığım nefes bana yetmiyor, boğuluyorum, göğsümde bir ağırlık var, vücudum uyuşuyor, çok dikkatsizim, yaptığım işlere yoğunlaşamıyorum, hemen sıkılıyorum” gibi şikayetleri bir çok depresyon hastasından duymak mümkündür.
Depresyon dünyada iken cehennemi yaşamak gibidir. Oysa olması gereken yaşam şekli bu değildir. İnsan doğası gereği yaptıklarından, yaşadıklarından zevk almak ister, huzur bulmak ister, işe yaradığını hissetmek ister, bir şeyler yapıp takdir edilmek ister, güçlü olmak ister, başarılı olmak ister. Depresyon, bu isteklerin hepsini kişinin elinden alır. Sonuçta mutsuz, güçsüz, suçlu, yalnız, karamsar ve ne yapacağını bilmeyen, boşluk içinde yaşayan bir kişi kalır ortada.
Kişi başlangıçta bu durumunun depresyondan kaynaklandığını bilemez. Bir şeylerin yolunda gitmediğinin farkındadır, ancak bunları hep dış nedenlere bağlar, yani olayı dışsallaştırır. Yardım almak istemez. İçinde bulunduğu durumdan çıkmaya çalışır, fakat tedavi görmeden bunu başarmak çok zordur, hatta neredeyse imkansızdır. Bu mücadele oldukça güç geçer. Bu dönemde yardım almak pek çok kişi tarafından güçsüzlük işareti olarak algılanır. Çevreye karşı güçsüzlüğü belli etmemek için büyük çaba harcanır. Bu arada çevreden sorular sorulmaya başlanır; “Niçin durgunsun? Niçin sinirlisin? Niçin yemek yemiyorsun? Zayıflamaya başladın, gözlerin kan çanağına dönmüş uyumuyor musun?” vb.,vb.,
Sorular kişiyi rahatsız etmeye başlar. Bu sorulara muhatap olmamak için insanlardan uzaklaşmaya başlar. Zaten tahammül düzeyi iyice azaldığından insanlarla bir arada olmak güçleşir. Kolay sinirlenmelerden dolayı insan ilişkileri daha da bozulur. İş ortamında verimsizlik başlar. Kişi elinden gelenin fazlasını yapmaya çalışır ama başarılı olamaz, aşırı yorulur ve sonunda iş yapamaz hale gelir. Daha ağır durumlarda kişi yetersizliğini ve çaresizliğini o kadar derin algılar ki ölmeyi bile isteyebilir, intihar planları bile yapabilir
Görüldüğü gibi depresyonla yaşamak gerçekten çok güçtür. Bu güçlüğe rağmen bir çok kişi durumunu kabullenmekte ve yardım almakta zorluk yaşar.
Depresyon tedavi edilebilir bir hastalıktır. Sonuçlar oldukça yüz güldürücüdür. Depresyonla yaşamak kader değildir. Fakat yardım almak istemeyen kişiye yardım etmek mümkün değildir. Yardım almak, bir doktora başvurmak kesinlikle bir güçsüzlük değildir .Aksine kişinin” ben böyle yaşamak istemiyorum, hayattan zevk almak istiyorum, başarılı olmak istiyorum, güçlü olmak istiyorum, çevreme faydalı olmak istiyorum” çağrısıdır.
Psikiyatrist Dr.Necati Çobanoğlu